Aksaray Mah. İnkılap Cad. No:43/514 Fatih/İSTANBUL

Tarih Devrim Sosyalizm

Ürün Fiyatı:
230 TL

İncele Satın Al

“Aşağıdaki fasıllar, âdeta bir vasiyetin yerine getirilmesidir. Karl Marks, Morgan’ın araştırmalarından çıkmış sonuçları, kendisinin -ve bir kerteye dek: bizim demeye hakkım olan- Tarihin materyalistçe etüdünden çıkmış sonuçlarla bağlantılı olarak açıklayıp yorumlamayı kendisine saklamıştı.” (Friedrich Engels)

Marks’ın ölümünden sonra, onun yüzüstü bıraktığı teorik ve pratik binbir işi yüklendiği için Engels, ancak Tarihöncesi üzerinde kısmen durabildi. Eseri kapışıldığı halde ancak 7 yıl sonra, ölümünden 4 yıl önce ikinci baskısını çıkarabildi. Konunun nasıl genişlediğini şöyle anlatır:

“Bu kitabın, bundan önceki yüksek tirajlı basımı hemen altı aydan beri tükenmiştir ve uzun zaman oluyor yayınlayıcısı yeni bir basım için meşgul olmamı benden rica etmişti. Daha acele işler beni şimdiye dek bundan alıkoydu. Birinci baskı yayınlanalı beri, yedi yıl geçti, bu sırada ailenin ilkel biçimlerinin bilgisi hatırı sayılır ilerlemeler yaptı.”

Antika Tarih, bildiğimiz gibi Tarihöncesi ile Modern Tarih arasında kaldığı için, her iki Tarihsel Maddecilik kurucusu da Tarihsel Devrim üzerinde yeteri kadar durmaya vakit bulamadılar. Yalnız, Antika Tarihin “Toprak Meselesi” üzerine dayandığı gibi dâhiyane işaretlerde bulunarak, Tarihin çok ilgiyle incelenmesini her fırsatta öğütleyebildiler. Tarihsel Devrim Problemi ister istemez askıda kaldı.

Tarihsel Maddeciliğin en tiksindiği şey: genel, yuvarlak sözle bir problemi geçiştirmektir. Tarihsel Devrim problemi de bir Devrimdi. Ve Tarihsel Maddecilik şu ana kanunu koymuştu: “Devrimler Tarihin lokomotifleridir.” (Karl Marks)

***

Araştırmanın alanı Antika Tarih: İÖ (İsa’dan Önce) 4-5 bin yıllarında başlar, İS (İsa’nın Doğumundan Sonra) 14’üncü Yüzyıl’da biter. Bu alanda araştırılan başlıca konu: altı-yedi bin yıldır, insanı umutsuzluğa düşüren bir saat intizamı ile boyuna “Tekerrür” eden medeniyet “Yıkılış” ve “Yeniden kuruluş”larıdır.

Böyle bir araştırma neden önemli oldu?

Bugünkü Türkiye’yi anlamak için, onun, dün içinden çıktığı (daha doğrusu bir türlü içinden çıkamadığı) Osmanlı Tarihine inmek gerekti. Osmanlı Tarihinin maddesine girince, onun İslâm Medeniyeti’nde bir “Rönesans” olduğu belirdi. İslâm Medeniyeti: tıpkı Grek ve Roma Medeniyetleri gibi, Kent’ten (Cité’den) çıkmış Antika (Kadîm) Medeniyetlerden biriydi. İlk Sümer öncesinden (Protosümerlerden) İslâm Medeniyeti’ne gelinceye değin sıralanan Antika Medeniyetlerin hepsi de: hem birbirlerinin aynı, hem birbirlerinin gayri olarak birbirlerinden çıkagelirlerken, hep aynı gidişi-süreci (proseyi) gösteriyorlar ve bir tek kanuna uyuyorlardı.

Günümüze değin uzanmış bütün problemlerin: sebep-sonuç zincirlemesiyle nasıl tâ Protosümerlere dek dayanıp çıktığı dupduru anlaşılmadıkça, hiçbir somut (konkret) Tarih olayı gereği gibi aydınlanamıyordu.

Kitaplarımız hakkında bilgi almak ve sipariş vermek için bizimle iletişime geçebilirsiniz