İncele | Satın Al |
Biliyorsunuz, insan sadece akıl varlığı değil, aynı zamanda duygu varlığı da. Duygularımız da çok güçlü. O yüzden Önderimizin on yedi yaşında, elde silah Yörük Ali Efe’nin Çetesi’nde Kuvayimilliye’ye katılması bizim gönlümüzü alır, götürür gider… Onun teorisinden hiç haberimiz olmasa bile ona hayran oluruz biz. “Ömrüm boyunca işkencede direnmeyi en büyük ahlâki erdem saydım.”, demesi, bizim için yeterli olur, bizi kendine meftun etmesi, hayran bırakması için.
Bütün bunlara ilaveten O, Lenin sonrasında Marksizmin-Leninizmin teorik hazinelerine en büyük katkıyı sağlayan devrimcidir. Antika Tarih’in üzerindeki örtüyü kaldırarak, İnsanlık Tarihinin tümünü, başlangıçtan bugüne gün ışığına çıkaran ve en anlaşılır şekilde, kendi deyişiyle en cahil yurttaşımızın bile anlayabileceği açıklıkta ortaya koyan insandır.
Nasıl 20’nci Yüzyıl’da Lenin’i anlamadan devrimci olmanız, sadece Marksist olmakla kalmanız sizi gerçek devrimci yapmıyorsa Lenin sonrasında da Kıvılcımlı’yı anlamadan, özümsemeden özellikle Ortadoğu’da ve geri ülkelerde devrimcilik iddiasına kalkışmanız, kendinizi kandırmaktan öte bir anlam taşımaz. Antika Tarihi bilmezseniz geri ülkeleri, Ortadoğu ülkelerini, İslam ülkelerini ve ülkemizi kavrayamazsınız, anlayamazsınız. Orada olup bitenleri, ekonomik, sosyal, siyasi olayları gerçekte olduğu gibi görüp değerlendiremezsiniz, ona uygun bir siyaset, bir devrimci yol belirleyemezsiniz.
İşte Türkiye Solu’nun bir trajedisi de budur, yoldaşlar. Usta’mızın kendi deyişiyle Kıvılcımlı’yı; “eşşekce küçümseyiş”ler, onların savrulmasına, devrimci hattan fırlayıp gitmesine sebep olmuştur. İşte bu sebepten sadece biz doğru devrimci mücadele yapabiliyoruz ve sadece biz halkımızı İşçi Sınıfımız yanından görerek, davranarak değerlendirebiliyoruz.